DESTEK ve HAREKET SİSTEMLERİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
1.Bir hücrelilerin gelişmiş bir destek yapıları olmamasına rağmen onlara şekil kazandıran yapılar vardır.
2.Amip dışında kalan bir hücrelilerde hücre zarını örten pelikula, hücreye belirli bir şekil kazandırır.
3.Bir hücreli canlılar ya enerji kullanmadan pasif hareket veya enerji kullanarak aktif hareket ederler.
4.Bir hücreli canlılarda uyartının yönüne bağlı yer değiştirme hareketlerine taksis adı verilir.
5.Taksis hareketi uyarı kaynağına doğru ise pozitif taksis, uyarı kaynağından uzaklaşma şeklinde ise negatif taksis adını alır.
6.Taksis hareketi uyaranın çeşitine göre fototaksis ve kemotaksis gibi isimler alır.
7.Çok yıllık bitkilerde desteklik görevini pek doku ve sert doku sağlar. Ayrıca selüloz çeper, turgor basıncı ve iletim demetleri de desteklik görevi yapabilir.
8.Bitkiler uyarıya karşı durum değiştirme hareketi yapar. Bu hareket uyaranın yönüne bağlı ise tropizma (yönelme), uyaranın yönüne bağlı değilse nasti (ırganım) adını alır.
9.Tropizma, uyarının geldiği yöne veya aksi yöne olmak üzere pozitif tropizma ya da negatif tropizma adını alır.
10.Tropizma hareketleri uyarının çeşitine göre fototropizma, geotropizma, hidrotropizma, kemotropizma, haptotropizma, travmatropizma gibi isimler alır.
11.Nasti hareketleri uyarının çeşidine göre fotonasti, sismonasti, termonasti gibi isimler alır.
12.Toprak solucanı gibi bazı omurgasız hayvanlarda vücut sıvısı ve kan desteklik görevi yapar. Buna hidrostatik iskelet denir.
13.Omurgasızların çoğunda desteklik görevini dış ve iç iskelet yapar.
14.Dış iskeletin üzerinde canlı doku bulunmaz. Eklembacaklılarda ve yumuşakçalarda görülür. Kaslar iskelete içten bağlanır. Büyümeyi sınırladığı için bazı hayvanlarda zaman zaman değiştirilir.
15.İç iskelet üzerinde çeşitli vücut örtüleri bulunur. Sün-gerlerde ve derisidikenlilerde görülür. Kaslar iskelete dıştan bağlanır.
16.Omurgalıların tamamında iç iskelet bulunur. En basit tipi ilkel kordalılardan Amphioxus'da bulunan notokorddur (sırt ipliği).
17.Omurgalı hayvanlardan köpek balıklarında iç iskelet kıkırdak dokudan oluşur. Diğer omurgalılarda ise embriyo döneminde kıkırdak dokudan oluşan iç iskelet, daha sonra kemik dokuya dönüşür.
18.İnsanda; şekillerine göre uzun, kısa ve yassı olmak üzere başlıca üç çeşit kemik bulunur.
19.Uzun kemiklere kol ve bacak kemikleri, kısa kemiklere el ve ayak bileği kemikleri, yassı kemiklere kafatası kemikleri örnek olarak verilebilir.
20.Uzun kemikler dışında kalan kemiklerde sarı kemik iliği bulunmaz.
21.İnsanda iskelet baş, gövde ve üyeler olmak üzere üç kısımda incelenir.
22.Baş iskeleti, kafatası ve yüz iskeletinden meydana gelir.
23.Gövde iskeleti; omurga, göğüs kemiği, kaburgalar, omuz kemeri ve kalça kemeri olmak üzere beş kısımda incelenir.
24.Üyeler iskeleti kol ve bacak kemiklerinden meydana gelir.
25.İki ya da daha çok kemiğin bağlantı noktasına eklem denir.
26.Eklemler hareket derecesine göre oynamaz, az oynar ve oynar eklemler olmak üzere üçe ayrılır.
27.Oynamaz eklemler kafatası kemikleri arasında görülür.
28.Az oynar eklemler omurlar arasında bulunur. Ayrıca kaburgaların göğüs kemiği ile yaptığı eklem de az oy-nardır.
29.Oynar eklemler diz, kalça, el ve ayak bilekleri gibi yerlerde bulunur.
30.Oynar eklemlerde eklem yapan kemik uçları eklem kapsülü ile çevrilidir. Bu kapsülün iç yüzeyi slnoviyal zar denilen bir zarla örtülüdür. Bu zarın salgıladığı sıvı, eklem boşluğunda toplanarak eklem uçlarının kayganlığını sağlar.
31.İnsanlarda çizgili kas, düz kas ve kalp kası olmak üzere üç çeşit kas bulunur.
32.İskelet kaslarının kemiklere bağlanmasını sağlayan bağ dokusuna kas kirişi (tendon) denir.
33.Birbirine zıt çalışan kaslara antagonist kaslar denir. Aynı anda kasılıp gevşeyerek çalışan kaslara ise sinerjist kaslar adı verilir.
34.Bir kas telinin uyarılması için gerekli minimum uyarı şiddetine eşik şiddeti denir.
35.Kas teli eşik şiddetinden daha düşük uyarılara yanıt vermezken, eşik şiddeti veya bundan daha yüksek değerlerdeki uyarılara da aynı şiddetle cevap verir. Bu olaya "ya hep ya hiç kuralı" denir.
36.Uyarılan bir kasın kasılıp gevşemesi; gizli evre, ka-sılma evresi, gevşeme evresi ve dinlenme evresi olmak üzere dört evrede gerçekleşir.
37.Çizgili kaslar, dinlenme anında bile hafif kasılı durum da olurlar. Bu olaya tonus adı verilir.
38.Çizgili kasların kasılması "kayan iplikler hipotezi" ile açıklanır.
39.Kayan iplikler hipotezine göre kasılma sırasında aktin ve miyozin iplikleri ile A bandının boyu değişmez. I bandı kısalır, H bandı kaybolur, sarkomerin boyu kısalır.
40.Gevşemede ipliklerin boyu ile A bandının boyu yine değişmez, diğer olayların ise tersi gerçekleşir.
41.Kas kasıldığı zaman boyu kısalır, genişliği artar, hacmi değişmez.
42.Somatik sinirlerin iskelet kaslarında sonlandığı kollara motor uç plak denir.
43.Uyartıların motor uç plağa gelmesiyle buradan asetil- kolin salgılanır. Asetilkolin, kas hücrelerindeki endoplazmik retikulumdan kalsiyum iyonlarının çıkmasına neden olur. Bu iyonlar miyozin üzerindeki ATP'az enziminin serbest kalmasını sağlar. ATP'az enziminin, ATP'yi parçalaması sonucu açığa çıkan enerji kas kasılmasında kullanılır.
44.Kas kasılması sırasında ATP'ler harcandığı zaman, en kısa yoldan ATP sentezi için kreatin fosfat molekülü kullanılır.
45.Kreatin molekülü dinlenme sırasında ATP'den bir fosfat alarak kreatin - fosfat haline gelir.
46.ATP + Kreatin à ADP + Kreatin fosfat
47.ATP enerjisi kullanılıp bitince, kreatin fosfat hidroliz olarak fosfatını ADP'ye aktarır ve böylece hızlı bir şekilde ATP sentezlenmiş olur.
48.Kreatin fosfat + ADP à ATP + Kreatin
49.Kaslar oksijenli solunum yaparak ATP sentezlerler. Ancak yeterli oksijen bulunmadığı zaman oksijensiz solunumla da enerji üretebilirler. Oksijensiz solunum sonucu oluşan laktik asit kaslarda birikirse yorgunluğa neden olur.
50.Kas kasılması sırasında glikojen, glikoz, oksijen, ATP ve kreatin fosfat moleküllerinin miktarı azalırken; karbondioksit, kreatin, ADP, fosfat, laktik asit ve ısı miktarı artar.
51.Uyarılar, kaslara gevşemeye fırsat kalmadan art arda verilirse, kas kasılı durumda kalır. Bu durum fizyolojik tetanos adını alır.
52.Kaslarda bulunan miyofibrillerin ince olanlarına aktin, kalın olanlarına miyozin adı verilir.
53.Aktin ve miyozin ipliklerinin düzenli bir şekilde sıralanmasıyla çizgili kas telciğinde açık ve koyu renkli bantlar görülür.
54.Aktin ipliği ışığı az kırar ve açık renkli görülen I bandını oluşturur. Kalın olan miyozin ise ışığı çok kırdığından koyu renkli A bandını meydana getirir. A bandının ortasında açık renkli H bandı bulunur. I bandının ortasından geçen çizgi Z çizgisi, iki Z çizgisi arasında kalan bölge de sarkomer (kasılma birimi
DESTEK ve HAREKET SİSTEMLERİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
Sayın ziyaretçi biliyor musunuz? Bu yazı sizden önce
kişi tarafından okundu.
Yasal Uyarı: Yayınlanan yazıların ve haberlerin tüm hakları BİYOLOJİALEMİ.COM'a aittir.biyolojialemei.com'un yazılı izni olmadığı sürece sitede yer alan bilgiler; başka bir bilgisayara yüklenemez, değistirilemez, çogaltılamaz, kopyalanamaz, yeniden yayınlanamaz, postalanamaz, dağıtılamaz.
Ancak alıntılanan yazı ve haberlere aktif link verilerek kullanılabilir.
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
Blogger tarafından desteklenmektedir.
0 yorum
LÜTFEN YORUMLARINIZI YAZINIZ